Dünyayı Yöneten Gizli Güçler
Dünyayı Yöneten Güçler Ne Demektir?
Dünyayı yöneten gizli güçler,dünyadaki tüketim ve üretim maddelerinin ve sistemlerinin da ha iyi kontrol edilebilmesi için kurulmuş gizli örgütlenmelere verilen genel bir isimdir.Bugün dünyayı aslında gizli güçler değil,Küresel Elit ve Küresel Sermaye dediğimiz bir yapı yönet meye çalışmaktadır,gizlilik bunların politik sistemlerinin,siyasi yapılarının ve çok uluslu şir ketlerin kurmuş olduğu gizli topluluklardan gelmektedir.Bazı ülkelerde istihbarat örgütleri, sivil örgütler,düşünce kuruluşları ve Üniversitelerdeki bazı yapılarla kendini gösteren Derin Devletler hem kendi ülkesini,hem de dünyayı kontrol etmeye,yönetmeye çalışır.
Dünyayı Yöneten Güçler Ne Demektir?
Dünyayı yöneten gizli güçler,dünyadaki tüketim ve üretim maddelerinin ve sistemlerinin da ha iyi kontrol edilebilmesi için kurulmuş gizli örgütlenmelere verilen genel bir isimdir.Bugün dünyayı aslında gizli güçler değil,Küresel Elit ve Küresel Sermaye dediğimiz bir yapı yönet meye çalışmaktadır,gizlilik bunların politik sistemlerinin,siyasi yapılarının ve çok uluslu şir ketlerin kurmuş olduğu gizli topluluklardan gelmektedir.Bazı ülkelerde istihbarat örgütleri, sivil örgütler,düşünce kuruluşları ve Üniversitelerdeki bazı yapılarla kendini gösteren Derin Devletler hem kendi ülkesini,hem de dünyayı kontrol etmeye,yönetmeye çalışır.
Bu ister Ulus Derin Devlet
olsun(Rusya,Çin,Fransa,Almanya,İskandinav Ülkeleri vb.),ister Şirket-Derin
Devlet olsun(ABD,İngiltere,vb)çok sistemli bir istihbarat gizli örgüt-bilim
camia sı-Üniversite-Sivil Toplum örgütü ağıyla örülmüştür.
Bahsedilen Küresel Elit,aslında eski hanedanlardan ve
krallıklardan çok da farklı bir yapıya sahip değildir.Yani bugün pek çok
totaliter bir oligarşiel yönetilmektedir.Küre sel Elitin,eski
hanedan,krallarla ve toprak ağaları ile ilgisi olduğu gibi çok zengin,uzun
süredir dünyadaki üretim ve tüketim sistemini kontrol eden bir gizli yapıyla da
ilişkisi vardır.
Bu küresel Elitin temel felsefesi bugün için var olan tüm
tüketim sistemlerini,enerjiyi ve üreti mi kendi kontrolünde tutmak,sınırsız bir
egoizmle kendi sınıfları içindeki 50 bin civarındaki Eliti ve onlara destek
sağlayan 20-50 milyonluk nüfusu sınırsız olarak, dünyanın geri kalan larının aç
kalması pahasına zenginleşmektir.Bu Küresel Elitin sayısı tam olarak belirli
değil dir.ABD’deki yaklaşık 25 bin kişi,tüm ülkedeki gelirin yalaşık %80’ini elinde tutmaktadır.(ABD nüfusu 370
milyondur).
Dünyanın diğer ülkelerinde de benzer bir durum
mevcuttur,özellikle kapitalizmin kayıt sız şartsız geçerli olduğu Batı
ülkelerinde de yaklaşık bir 25 bin kişi Küresel Elitin merika dışındaki kısmını
oluşturmaktadır.Firavunlaşma ve Tiranlaşma yolunda olan ve çokuluslu
şirketleri,bilimi ve sistemini(petrolü),kontrol altında tutan bu Elit,onlara
yardımcı olan yan sınıfsal tepedeki 50 bin kişilik Küresel Elit ile
birlikte,topu topu 20- 50 milyon insan kontrol altında tutmaktadır.Küresel
sermaye ve küresel elit,bu güze hakim
olabilmek ve gücü elinde tutabilmek için aslında yüzyıllardır büyük bir
mücade le ve dev bir gizli örgüt
yapılanması içindedir.
Aslında bu,mafyanın temel felsefesinde olan bir ilkeler
ve doğa ne yazık ki mafyadan yana dır.Yani doğada güçlüler,zayıfları yok
ederler,zayıflar ve güçsüzler üzerinde dominans baskı) kurarlar.Büyük balık,küçük balığı yutar.Arslan ve
kaplan,ceylanı veya zebrayı parçalayıp yer.Şempanze veya goriller aleminde,Primatlarda
güçlü olan hayvanlar sürüyü yönetirler, bunun
için bazı liderlik kavgaları yapılır.Doğanın bir hukuku yoktur.Doğada hiçbir tür,başka bir türü yok
ettiği veya kendi türünden bir hayvanı yok
ettiği için yargılanmaz.
Doğa sadece doğal seleksiyon süresince bazı türlerin
evrimleşmesini ve daha güçlü veya doğaya
uyumlu bir tür olarak ortaya çıkmasını ister.Bu nedenle doğanın kanunu,kaba
kuvvet kanunudur.Doğanın kanunu mafya kanunudur,faşist ve acımasızdır.Doğanın kanunu aynı zamnda kapitalizmin de
kanunudur.Bu nedenle doğa ve kapitalizm vahşidir er,acımasızdır lar,yok etmeye
veya zayıfın yok olmasına izin verirler..
Bu durum insancıl veya iyi olmayabilir,fakat gerçek
budur.Bu gerçek ve ana temel kural,Dün ya isimli 4,5 milyar yıl yaşındaki gezegende,yaklaşık 3,5 milyar
yıldır hücrelerin,50 milyon yıldır
memelilerin,1,5 – 2 milyon yıldır da primatların,son 150-200 bin yıldır ise
Homosapi ensin (modern insan) evrimleşmesini sağlamıştır.
Bizim gibi düşünen bilim insanları bir kural olarak
sistemin tamamen karşısındadır,siz de bu sisteme karşı olabilirsiniz,insan
yapısı hukuk sistemleri çok daha başarılıdır,ve insancıldır; ama biz doğada
gerçek olandan bahsediyoruz.Mükemmelleşmiş bir sosyal sistem veya hukuk sistemi ise henüz
kurulamamıştır.Hiç şüphesiz ki,Kemalizm’in te
melinde var olan Karma Ekonomi ve eşitlikçi bir ekonomi ve eşitlikçi
sosyal sistem,şu anda en mantıklı ve
insancıl sistem olarak görünmektedir.Vahşi kapitalizm,dünyayı ve insanlığı
getirmiş olduğu aşama olarak kesinlikle iyi bir sistem olarak ele alınamaz,
aksine kapitalizm çok uluslu şirketlerin,tekelci şirketler sisteminin katı
etkisi yeryüzün den kaldırılmadan insanların veya toplumların
savaşlardan,katliamlardan,işkenceden ve acıdan kurtulması mümkün
olmaya caktır,çünkü tüm insanlık sadece bir avuç insanın daha zengin ve güçlü olması için tüm
enerjisini tüketmektedir.
Eko sistemler ve İnsan Bilinci Ne Durumdadır?
Vahşi kapitalist sistem doğadaki her şeyi mantıksız ve
tutarsız bir biçimde tüketti,sömürdü, doğayı kirletti ve küresel ısınmaya neden
oldu.Sürekli tüketmeye ve sürekli kar etmeye yöneldi.Daha fazla hidrokarbonlar yakıldı,daha fazla doğayı
kirleten ama ne varsa fazlası insanın eko sistemine eklenerek dünyaya
sunuldu.Kanser riskinin arttırılmasından,AIDS – Ebola gibi yapay olduğu iddia
edilen virüslerin yayılmasına kadar mazlum dünya nüfusu (özellikle de Anglo
Sakson ve Yahudi olmayan nüfus) üzerinde inanılmaz oyunlar oynan dı.CFR’Qnin
(Council on Foreign Relations,Amerikan Derin Devlet yapılanmasından
birisi) 1930’larda planladığı faşist Ojenik (Eugenics)ve Sosyal Darwinizm
fikirleri gizli projeler halinde geliştirildi.Ojenik kendilerinden olmayan
dünya nüfusunu azaltmayı ve kendi ari ırklarını yaratmayı öneriyordu.
Sonuç ortada;Beş yıl içinde bir önlem alınmazsa,”Kelebek
Etkisi” artarak devam edecek ve gerek bilim araştırma kurumlarının,gerekse
Birleşmiş Milletlerin vermiş oldukları raporlara göre,2099’da (tabii o zamana kadar
gezegen kalırsa)dünyadaki sıcaklık 6-8 santigrat derece artacak.Bunun sonucu
olarakar da buzulların erimesi,tüm ekosis temin değişmesi gündeme gelecek.
Aslında Kaos teorisini bilmeyenler için düz mantıkla
durum böyle,sanılıyor ki bir 90 yıl vakti miz var! Kaos teorisini işin içine
katarsanız durum daha da vahim bir hale geliyor.Ama önce Einstein’in bir sözüyle başlayalım;durumun vahametini
vurgulamaya: “Arıların varlığı insan için hayati önem taşır.Günün birinde
arılar yeryüzünden kaybol ursa,bu insan soyunun niha yet4 yıllık ömrü
kalmıştır,anlamına gelir.Zira arı olmayınca,bitkiler arası döllenme durur.Bu olmayınca da geride ne bitkiş,ne
hayvan kalır,ne de insan !.
Wurzburg Üniversitesinden Prof.Joergen Tautz daha detaylı
olarak durumu şöyle açıklıyor:
“Çiçek ve bitki türlerinin polenleri,tabiatın bu iş için
şekillendirdiği arıların bacaklarında ki tüy lere takılır.Ve 130.000 farklı bitki
türüne konan arılar,bunların tohumlanmasını ve üreme sini sağlar.Bir fikir
vermek için,tek bir kovandaki arılar günde 1 milyon çiçeği dölleyebilir.Bu
aşıla ma ve dölleme düzeni bozulursa önce bitkiler yok olur.sonrası rayla
hayvanlar ve insanlar.”
Evet arıların şu anda hızla yeryüzünden yokolması değil
sorun,aynı dölleme işlemini yapan binlerce böcek,larva,kelebek(birkaç gün
yaşasa bile) türü de hızla yok oluyor.Kaos sistemine ait verilebilecek en iyi
örneklerden birisi arılardır.ABD’de hesaplanan sayı bir yılda arıların yaklaşık
14 milyar dolarlık meyve,sebzeyi döllediği.Bakın adamlar hesaplarken bile ne kadar kapitalistçe
düşünüyorlar,arıların ölümünden ne kadar hesaplarken bile ne kadar zararımız
olur diye bakıyorlar konuya ! Halbuki sorun sadece arıların ölümü değil,sorun
yeni böcek türlerinin,yaklaşık 3,5 milyar yılda gelişmiş ve evrimleşmiş bir
sistemin ölümü. Yenisini bir 3,5 milyar yılda sil baştan yapabilecek misiniz
?
“Washington’ daki
Büyük Şef,
Beyaz adam silahlarla gelip toprağımızı satın almak
istiyor.Gökyüzünü,toprağın ısısını nasıl alıp satabilirsiniz? Bu fikir bize
garip gelir.Eğer biz hayvanın tazeliğine ve suların parıltılarına sahip
değilsek,onları nasıl satın alabilirsiniz ?Bu dünyanın her parçası benim
insanlarım için kutsaldır.Her parlayan çam iğnesi,bütün kumlu sahiller,karanlık ormanlardaki sis,her açık alan ve
vızıldayan böcek,halkımın tecrübe ve anıların da kutsaldır.Ağaçların
gövdelerinden akan sular,Kızılderililerin anılarını taşır.
Dereler ve nehirlerden akan, parıldayan sular, sadece su
değil ama atalarımızın kanları dır. Eğer size toprak satarsak, onun kutsal
olduğunu hatırlamalı ve çocuklarınıza da öğretme lisiniz.Suyun mırıltısı
babamın babasının sesidir. Nehirler erkek kardeşlerimizdir, susuzlu ğumuzu
giderirler.Nehirler kanolarımızı taşır, çocuklarımızı beslerler. Eğer size
toprağımızı satarsak, hatırlamalı ve çocuklarınıza öğretmelisiniz ki, nehirler
bizim kardeşlerimizdir ve bundan dolayı sizler de nehirlere, herhangi bir
kardeşe göstereceğiniz kibarlığı gösterme lisiniz.
Dünya,beyaz adamın kardeşi değil ama düşmanıdır ve onu
fethetti mi, ilerlemeye devam eder.Babalarının mezarını geride bırakır ve
aldırmaz.Çocuklarından dünyayı kaçırır,aldır maz.Onların haklarını
unutmuştur.Annesi olan dünyaya ve kardeşi olan gökyüzüne;satın alınan, yağma
edilen,koyunlar ya da parlak boncuklar gibi değişi len bir malmış gibi
davra nır,iştahı dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır.
Beyaz adamların şehirlerinde sakin yer yoktur. Baharda
yaprakların açılışını ya da böcekle rin kanat vuruşlarını duyacak yer yoktur.Ama bu belki benim vahşi olmamdan ve anlamadı ğımdandır.İnsan eğer bir kuşun
yalnız ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan kurbağa ların seslerini
duymazsa hayatın anlamı nedir?
Toprağımızı alma teklifinizi düşüneceğiz.Eğer satmaya
karar verirsek,bir şart koyacağım. Beyaz adam bu toprağın hayvanlarına kardeşi
gibi davranacak. Hayvanlar olma dan insan nedir? Eğer bütün hayvanlar bitse,
insan, ruhun büyük yalnızlığından ölürdü.Çünkü,hayvan lara ne olursa,insana
da aynısı olur, kısa süre içinde!
Ayakları altındaki toprağın,büyük babalarının külleri
olduğunu çocuklarınıza öğretmelisiniz. Böylece toprağa saygı duyarlar. Dünya
annenizdir. Dünyaya ne olursa, onun oğullarına da aynısı olur. Eğer insanlar
yere tükürürse kendi üzerlerine tükürürler.Dünya insana ait değil dir,insan
dünyanın dır.
Birkaç saat ya da birkaç kış sonra, bu dünyada bir
zamanlar yaşamış büyük kavimlerin veya şimdi ufak topluluklar halinde ormanda
dolaşanların çocukları da kalmayacak, bir zamanlar sizinkiler gibi güçlü ve
umutlu olanların mezarlarında yas tutmak için. İnsanlar gelir ve gider, denizin
dalgaları gibi.Tanrısı kendisiyle arkadaş gibi konuşan ve yürüyen beyaz adam
bile, bu ortak kaderden ayrı tutulamaz.
Beyaz adam belki bir gün keşfeder,Tanrımız aynı Tanrı.Şimdi bizim toprağımıza sahip olmak istediğiniz gibi,ona da sahip olduğunuzu
düşünebilirsiniz.Ama olamazsınız.O insanın tanrısı ve şefkati Kızılderili
için de, beyaz adam için de aynı.Bu dün ya onun için değerli ve dünyaya zarar
vermek onun yaratıcısını küçümsemektir.Beyazlar da geçip gidecek, belki bütün
diğer kavimlerden önce.Yatağına pislik yığma ya devam et,bir gece kendi
pisliğinde boğulacaksın.
Biz,Buffalolar katledildiğinde,vahşi atlar
ehlileştirildiğinde,ormanın gizli köşeleri pek çok insa nın kokusuyla
dolduğunda ve diri tepelerin görünümü konuşan tellerle lekelendiğinde,anla yamıyoruz. Çalılık nerede? Gitmiş! Kıvrak taylarla av hayvanlarına elveda
demek nedir? Yaşamın sonu ve yaşamaya başlamanın başlangıcı.
Bu dünyadan en son Kızılderili de yok olduğunda ve anası
sadece çayırlar üzerinde hareket eden bir bulut ken,bu kıyılar ve ormanlar hala
halkımın ruhunu muhafaza edecekler.Çünkü halkım bu dünyayı,yeni doğan bebeğin
annesinin yürek atışını sevdiği gibi sever.Öyleyse, eğer topraklarımızı
satarsak,onu bizim sevdiğimiz gibi sevin, onunla bizimki gibi ilgilenin.Bu
diyarın anısını,onu aldığınızdaki gibi saklayın.Bütün gücünüz,aklınız ve
kalbinizle,onu çocuk larınız için koruyun ve sevin.Tanrının hepimizi sevdiği
gibi.
Bildiğimiz bir şey var.Tanrımız aynı Tanrı.Bu dünya
onun için değerli.Beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrı tutulamaz.Bütün
bunlardan sonra kardeş de olabiliriz.Göreceğiz! ”
Beyaz adama ve Washington’ daki büyük şefe
biyoloji-ekoloji-kaos teorisini öğreten ve özet leyen bu Kızılderili şefi büyük
olasılıkla okuma yazma bile bilmiyordu.Ama o arıları da,orma nı da,çağlayanları da,gökyüzünü de, güneşi de,akarsuları da,bizonları da,kendi
ırkını su çiçeği virüsü emdirilmiş battaniyeleri verip soykırım yapan beyaz
adamın (AngloSaksonla rın) torunları bilim adamlarından çok daha iyi biliyor du!
Arıların önemini çok iyi kavramıştı ve bilinci şu andaki politikacıların,iş adamlarının,çok uluslu şirket sahiplerinin,bilim insanlarının
bilinçlerinden çok daha ilerdeydi.Kızılderilinin bilinci doğanın bilinciydi.Beyaz adamın bilinci ise kendi yaratmış olduğu Şeytanın bilinci.
Evet kendini üstün sanan beyaz adam koca uçan demirlerle
geldi, komşumuz Irak’ı binlerce kez bombaladı.Milyonlarca insanın ölümüne
neden oldu, milyarlarca arının, bitkinin, böceğin ve ormanın,tahılın
yok edilmesini sağladı.Afrika’dan ülkemize doğru yeni bir buğday mantarı
geliyor. Moleküler biyoloji harikası (!) bu mantarın fonksiyonu tüm buğday
tahılını bir kaç ay içinde yok etmek,1-2 yıl içinde Ortadoğu ya ve Türkiye’ ye
ulaşıyor.Eğer bir önlem alınmaz sa tüm tahılımız heba olacak ve bir yandan da
Şeytanın bilinci tüm Ortadoğuyu kasıp kavu ruyor,yok ediyor.
Büyük Ortadoğu Proje sinin Eş başkanları da bu bilincin buradaki temsilcileri! Onlar da en az Washington daki,psikotik Büyük Beyaz Mongol Şef kadar kötüler,acımasızlar;hedefleri Türki ye’yi yok etmek!
Büyük Ortadoğu Proje sinin Eş başkanları da bu bilincin buradaki temsilcileri! Onlar da en az Washington daki,psikotik Büyük Beyaz Mongol Şef kadar kötüler,acımasızlar;hedefleri Türki ye’yi yok etmek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder